Tedavisi
sadece organ ve doku nakli ile mümkün olan hastalıklar, tüm dünyanın
olduğu gibi, ülkemizin de en önemli sağlık sorunlarının başında yer
alıyor. Türkiye’de, organ ve doku nakli bekleyen hastaların sayısı her
geçen gün artıyor. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastalar,
uygun organ bulunamaması nedeniyle hayatlarını kısa süre içinde
kaybediyorlar.
Nakil
yapılabilen organ ve dokular; böbrek, karaciğer,kalp,akciğer,pankreas
ve ince bağırsak, kalp kapağı,kornea,kemik iliği ve deridir.
İleri
kalp, karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda sağlıklı bir yaşam
sadece organ nakli ile mümkündür. Bugün ülkemizde böbrek bekleyen
yaklaşık 40 bin böbrek hastası bulunmaktadır ve bu hastalar potansiyel
böbrek bekleyen hastalardır. Diyaliz böbrek hastaları için yardımcı bir
tedavi şeklidir. Ancak kalp, karaciğer hastalarının diyaliz gibi bir
yardımcı tedavi olanakları da yoktur. Ülkemizde organ bağışları henüz
istenilen seviyeye ulaşamamıştır. Bu nedenle organ bağışının
yaygınlaştırılması gereklidir.
Türkiye genelinde 2002 yılında 2073, 2003 yılında 984 kişi olmak üzere toplam 3057 kişi organlarını bağışlamıştır.
Türkiye'de
ilk kez 22 Kasım 1968'de Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi'nde Dr. Kemal
Beyazıt tarafından kalp nakli yapılmış ancak hasta kaybedilmiştir.
İlk
başarılı organ nakli ise, 3 Kasım 1975 yılında Dr. Mehmet Haberal ve
ekibince Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde bir anneden oğluna yapılan
böbrek nakli oldu.
Bunu 1978 yılında aynı ekibin kadavradan yaptığı ilk böbrek nakli izledi.
2004
yılı itibariyle Türkiye'de; 12 Kalp Nakli Merkezi, 17 Karaciğer Nakli
Merkezi, 25 Böbrek Nakli Merkezi, 21 Kemik İliği Nakli Merkezi ve 11 Göz
Bankası mevcuttur.
2003
yılında 605 böbrek, 174 karaciğer, 23 kalp, 24 kalp kapağı, bin 807
kornea, 498 kemik iliği, 9 pankreas nakli gerçekleştirildi.
Türkiye'de
2003 yıl sonu itibariyle organ nakli merkezlerinde sıraya girip organ
ve doku nakli bekleyen 6 bin 60 böbrek, 430 karaciğer, 146 kalp, 9 kalp
kapağı, 4 akciğer, 27 kalp-akciğer, 16 pankreas, 4 bin 958 kornea, 282
kemik iliği hastası bulunuyor.
Organ
alacak hastalar önce kan ve doku gruplarına göre daha sonrada tıbbi
aciliyet durumlarına göre belirlenir. Cins, ırk, din, zengin-fakir
ayırımı yapılmaz.
Kişi
organ bağışından vazgeçtiği anda üzerinde taşıdığı organ bağış kartını
taşımaktan vazgeçmesi ve kayıtlı bulunduğu merkeze bu durumu bildirmesi
yeterli olacaktır.
Organ bağışı dini inançlara aykırı mıdır?
-Kesinlikle hayır. İslam dini de dahil olmak üzere tüm büyük dinlerde organ bağışına aykırı bir durum yoktur.
Diyanet
İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 6/3/1980 tarih ve 396
sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu bildirmiştir.
Bu
kararla; organ bağışı insanın insana yapabileceği en büyük yardım
olarak nitelendirilmekte ve "organınızı vereceğiniz kişi yaptığı iyilik
ve fenalıklardan kendisi sorumludur" denilmektedir. Kur'an-ı Kerim’de de
“Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk
çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları
öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki
bütün insanları yaşatmıştır." beyan olunmuştur.(Maide Suresi, Ayet 32)
Organlarımı bağışlamak için ne yapmalıyım?
-Bir organ bağış kartı alıp yanınızda taşımanız yeterlidir. Organ bağış kartlarını
- İl Sağlık Müdürlüğümüzden
- Halk Sağlığı Müdürlüğünden
- Kamu Hastaneleri
- Toplum Sağlığı Merkezleri
- Aile sağlığı Merkezleri
- Semt Poliklliniklerinden
temin edebilirsiniz. Organlarını bağışlayan bir kişinin bu durumdan ailesini haberdar etmesinde yarar vardır.
Ben sadece böbreklerimi bağışlamak, diğer organlarımı bağışlamamak istiyorum, ne yapmalıyım?
-Bağış kartında bunu belirtmeniz yeterlidir.
Organ bağışı için yaş sınırı var mıdır?
-Hayır. Beyin ölümü gerçekleşmiş 18 yaşından küçüklerin organlarının kullanılması için ebeveynleri izin vermelidir.